SIDEBAR
»
S
I
D
E
B
A
R
«
Gezi yazıları – Söğüt Marmaris
9.Ağustos.2009

Bu sene, bazı yazılarımızdan da gözlenebileceği üzere, Doğu Karadeniz’in çeşitli bölgelerini tekrar gezmek nasip olmuştu (Bkz Gezi Yazıları Fatsa’dan doğuya doğru, Gezi Yazıları Samsun’dan doğuya doğru, Gezi Yazıları Samsun). Vur deyince öldüren bir çift olduğumuz için, tekrar gidelim, ama bu sefer nokta vuruş yapalım dedik.

İzmirli olup, genelde güneybatı Ege dışına çıkmayı şiddetle reddeden bir arkadaş grubumuz var. Aslında grubun genelinin Ege dışına çıkmakla bir sıkıntısı yok, ama elebaşının negatif etkisi büyük. Bu nedenle haritanın belli bir  kısmına tıkılıp kalıp, değişik parkur sıkıntısı çekiyoruz. Bu sene ne olduysa oldu, elebaşının yumuşak karnına oynayınca, “balığın alası var oğlum” ana temalı bir seyahate ikna oldu. Çekirdek aile olarak başarımıza inanamadık, heves yaptık, detayları günlerce kendi aramızda konuştuk durduk. Ama elebaşının gene talihi güldü; Karadenizi sel aldı. Son ana kadar kabul etmedik, ama yola çıkacağımız Cumartesi öncesi, Perşembe günü gibi olay artık reddedilemeyecek düzeye ulaştı. Biz mecburen gene İzmir ekibinin kucağına düşüp, soluğu güneybatı Ege’de aldık. Ama aslında bu bana da yaradı. O kadar ihtiyacım varmış ki bu rota değişikliğine 🙂

haritaSöğüt’te kalmayı planladığımız yerde Cumartesi akşamı için oda olmadığından, o gece Selimiye’de vasat bir yerde kaldık. Bir daha bungalowda zor kalırım herhalde. Aynı gece içinde bu kadar üşüyüp, bu kadar terlediğimi hatırlamıyorum. Katil klima. Ertesi sabah Söğüt’e yola çıktık.

Bu arada parantez açıp yoldaki bir yerden bahsetmek istiyorum: Selimiye Söğüt arası, bir sürü koy var; hepsi de güzel.  Ama bir tanesinin denizi akvaryum gibi. Kimse girmiyor, çünkü zaten bir sürü güzel koydan biri ve dibinde bir tersane var. Bir tersane bu kadar mı güzel bir yerde kurulur? Minicik gariban bir işletme, ama dünyanın en güzel koyunda kurulu. Haset oldum, ama yapacak bir şey yok, devam ettik yola.

Söğüt’te küçücük bir otel var; Denizkızı. Kalınacak iki yerden biri sanırım. İlk olarak balık restoranı olarak işe başlamışlar, ama yıllar sonra 9 kadar oda eklemişler işletmeye. O kadar güzel ki, yemek yenen masa, şezlong ve deniz arası en fazla ikişer metre.

sogut2

Deniz güzel, akvaryum gibi.

 

iskele4Kalabalık yok, hatırda kalan bir müzik yok kıyıda, su sesi duyuluyor. Arada yelkenliler yanaşıyor, akşam yemeğini yiyorlar. Dolayısıyla aynı 3-5 kişiyle 5 gün yemek yemekten de kurtuluyorsunuz. Sonra, sabah kahvaltısını  kaçırmayayım diye 10’a çeyrek kala saat kurmak zorunda değilsiniz. Her daim kahvaltı mevcut. Yemekler harika.  Şezlong kavgasına gerek yok. İskelenin üstü bile sebil şezlong. Neyse özetle ben çok mutluydum. Çünkü canım öğlen uykuları uyumak, salaş iskeleler üzerinde havlu bile sermeden yatıp denizi elimle çay kaşığıyla karıştır gibi karıştırmak, boş boş yatmak, bir süre arabanın anahtarının nerede olduğunu unutmak, motor sesi falan duymamak istiyordu. Hepsine nail oldum.

Bizim ufaklık o kadar mutluydu ki. Biz deniz kenarında otururken, o saatlerce suda kalıyordu. Scooter’ını götürmüştü, devamlı restoranda ona bindi. Akşam merdivenin ağzına park ediyorduk; kitabını unutuyorsun, sabah koyduğun yerde buluyorsun vs, ev gibiydi.

denize

Güneş batana kadar denizde kaldık,sonra da daha sularımız damlarken kısacık sahil şeridinde yürüyüşler yaptık. Taş topladık, bizimki denizde taş kaydırmaya çalıştı, beceremedi. Sonra bir gün iskelenin yanında yengeç avlayan bir oğlana yardım ettim. Tam bir beyefendiydi; “Taşı tutar mısınız lütfen? Teşekkür ederim. Yengeci ittirir misiniz?  Teşekkür:)”

sogutiskele-yengecoglan1

Becerdi de kerata. Sonra pet şişelere koydu, ben de yardım ettim. Hayvan ezilecek diye de çeşitli çığlıklar attım. Çünkü bacağını falan koparsak yaşayamazdım, öyle bir ruh halindeyim bu aralar. Ufaklık iki tane yakaladı, yanlız kalmasınlar  diye. Paketleme bitince bana bir poz verdi.

sogutiskeleyengeccocuk3

Çok güzeldi, Söğüt. Karadeniz’de 2500 km yol yapmamış olsak, sonrasında da Söğüt yapıp eve dönüp, bir hafta sonra tekrar Bodrum’a gitmemiş olsak, kesin Eylül’de bir daha giderdik. Ama şu an cidden yorgunuz. Daha sonra artık:)

İmza D.